SÖZ VERDİM GELECEĞE
28 Mart 2025, Cuma 15:50Kelimelerin ağırlığından yavaşlar kalemim, elbette söylenecek çok şey var, biraz ordan biraz burdan listelenmiş dertlerden,an gelir tutulur gökyüzünde bir kuş kanadı tutmaz olur uçmaya,günlerin geceyi saydığı saatlerde umudun kanadını tutmak var ölesiye, bir serçenin uçuşunu sayacak kadar dil yok belki penceremde, aceleci mevsimleri tutmak gibi bir niyetim yok bahar gelsin kalsın kapımda, vatansever lafların ardına sığınmış bir çift yüreğin derdi ne, kin nefretin cirit attığı meydanlarda gezesim yok izlemek mi tahammül ister, elalemin bildiği sırları açacak değilim kendimce, bir diyarın esamesi okunmazken, mülteci yerlilere edecek lafım yok, ne ara büyüdü derken kundaktaki çocuk takvime baktım çok olmuş gideli uyuyakalmadan önce işaretlediğim yıllar, zarif bir tebessümün kimseye zararı olmasa da kahkahaya doymuş kulaklar , asi bir ruhun devrim türküleri çoktan susmuş, camı çerçeveyi kıran o çocuğun oyunundaki topa suç isnad edilmedi belki, fakat kelepçe takıldı uçurtmalara, anlaşılmayan her çocuğa bir delil bırakırken ebeveyn, taşın altına elini koyanların parmakları işgöremez halde, sahi sevgi neydi diye tanım isteyenlere emek soruldu, emeği bilmeyene sevgi, bir akşam ansızın çıkıp giden sevgiliye bir rol biçecek değildi hayat elbette, yalnız yürüyen kumrulara bir paragraf atfedildi, muradını almayan bedevilere yol gösterilirken ne ara terk edildi bu şehir,bir acının esamesi tutulurken gözyaşı dökenlerin odaları sel oldu, uzaklardan çağıran bir sese kumanda edilen ellerin niyetleri gözardı edildi, şimdi kimbilir nerde doğar çocuklar yeniden mavi gökyüzüne, nasıl kararır bilinmez güneş, böyle parlarken gözler, susacak değil geveze diller, bir kaç kelimeye anlam yükler,bir enkazdan çıkarılan iskelete et giydirecek fani bulunamaz mutlaka bakilik aranır, aynı oyunun taşları dizilirken masaya ortaya çıkar mı hilebazın kartları, bir bahar esintisi uçururken genç kızın saçlarını rengi kızıl güle döner, endamıyla nicedir yol yürüyen güzellerin kamburu seksenlik nineleri andırır, artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok diyenlere bir serenad gerek,dans eden şahmeranın koynunda bir çift inciye gönül koyulmaz belki, atların şahlandığı vakitlerde karıncaların midesine hesap sorulmaz tam da ağustos öğlesinde, mekanın zamanın iflas ettiği cam kafeste, bir yumağın içinde kaybolan kedilerin gözlerinde gelecek yok, bir mum ışığının dibinde ışık arayanlar karanlığın dışında kaybolurlar, kabusların ortasında kalakalan komutanların silahlarında kurşun bulunmazken, düşman pusu kurar hayallerin kurulduğu saatlerde, bir güzel koku yayılır çimenlerin ıslandığı bahar çiçeklerinin teslim olduğu vakitlerde , bir çöl çiçeği susadığını fark eder, erdemli ruhların ders verdiği sıralarda öğrenci olmaya özenir, direnirler maskeleriyle,bir güzellik abidesiyle birlikte söz verirler geleceğe...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum