Marca Medya
Elazığ
09 Kasım, 2025, Pazar
  • DOLAR
    42.21
  • EURO
    48.89
  • ALTIN
    5434.0
  • BIST
    10.925
  • BTC
    101867.16$

SEMBOLLERİN SAVAŞI

08 Kasım 2025, Cumartesi 21:29
SEMBOLLERİN SAVAŞI

Ellerin Anlattığı Hikâyeler ve İdeolojilerin Gölgesi

Tarih boyunca insanlık, kelimelerden önce elleriyle konuştu. Bir parmağın kalkışı, bir elin şekli ya da bir işaret; bazen barışın, bazen zaferin, bazen de ölümün simgesi oldu. Ancak semboller hiçbir zaman masum kalmadı. Zamanla kültürlerin, devletlerin, ideolojilerin ve hatta savaşların en keskin silahlarından biri haline dönüştü. Bugün sokakta gördüğümüz bir el işareti, binlerce yıllık bir tarihin ve bitmeyen bir ideolojik mücadelenin sessiz çığlığıdır.

Roma İmparatorluğu’nda arenalarda, gladyatörlerin hayatı bir başparmağın hareketine bağlıydı. Yukarı kalkarsa yaşam, aşağı inerse ölüm… Yüzyıllar sonra bu işaret, Necmettin Erbakan’ın öncülük ettiği Milli Görüş hareketinin sembolü oldu. Erbakan için bu parmak, “yaşatmayı” ve “adaleti” simgeliyordu. Ancak bugün aynı işaret, farklı siyasi yorumlarla bambaşka bir anlam katmanına bürünmüş durumda.

İki parmağın “V” şeklinde açılması, 2. Dünya Savaşı’nda Churchill’in zafer çağrısıydı. “Victory” kelimesinin baş harfi… O günlerde milyonlara umut veren bir sembol. Fakat yıllar geçti; bu işaret 1980’lerden itibaren ayrılıkçı örgütlerin ve şiddet yanlısı yapıların elinde anlamını çarpıttı. Bir zamanların zafer simgesi, terörün gölgesine düştü.

Bozkurt işareti ise Türk mitolojisinden doğup milliyetçi hareketin simgesi olarak tüm dünyada bilinir hale geldi. Bir el hareketiyle ifade edilen bir mit; Alparslan Türkeş ile modern politikaya taşındı ve artık yalnızca bir “tarihî motif” değil, bir siyasi kimlik beyanı haline geldi.

Rabia işareti, Mısır’daki bir meydandan doğdu, Türkiye’de iktidarın simgesi haline geldi. Bir elde dört parmak, bir mesaj: “Biz buradayız.”  Ama bir türlü istenilen etkiye ulaşamadı. Öyle ki Cumhurbaşkanı tekrar etmese, hiçbir parti temsilcisinin aklına bile gelmeyecek.

Kalp işareti… Özellikle yeni kuşak siyasetçiler tarafından “masum bir sempati” göstergesi gibi sunulsa da, siyasetin imaj savaşı içinde bir propaganda aracına dönüştü.

Ancak bu kadarla bitmiyor. Batı’da “orta parmak” yüzyıllardır hakaretin sembolü iken, Doğu’da aynı hareket bazen tamamen ilgisiz bir anlam taşıyabiliyor. Keza “yumruk” işareti… 1960’larda ABD’de Siyah hareketlerin direniş sembolüyken, günümüzde şiddet çağrılarının ortak simgesi haline geldi. Hatta günümüzde “OK” işareti bile (baş ve işaret parmağının daire oluşturduğu hareket) internet kültürü ve aşırı gruplar tarafından çarpıtılarak ırkçı mesajların bir parçası haline getirildi.

Bugün gördüğümüz her sembol, bize şunu hatırlatıyor: İşaretler masum değildir. Onlar birer mesaj, birer taraf, birer güç gösterisidir. Parmaklarımızla yaptığımız her hareket, aslında sessiz bir manifesto ve bazen de bir tehdit niteliği taşır.

Ve belki de asıl tehlike şu:
Bir gün semboller, ellerden çıkıp doğrudan birer silaha dönüşürse…Hangi tarafı tutacağız?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum