METROPOL HAYATLAR
04 Kasım 2024, Pazartesi 17:07Günler hızla geçiyor dünya güneşten uzaklaştıkça günlerden tasarruf edemiyoruz gün be gün ömür çuvalımız hızlıca dolup gidiyor, insanlarla selamlaşıp bir vakit namaz zamanımız var belkide, gözümüz hep saatte namaz vakitlerine göre böldüğümüz zaman bizden hız isterken bazen bunalıyoruz telaşla kaygıyla kendi etrafımızda döndüğümüzü çoğu kez fark edemiyoruz. Kayda değer bir şey yok heybemizde, valizimiz eski püskü içi alabildiğine dolu, her yol bizim için bitmek üzere uzamıyor, ayaklarımız bazen isyan etse de, ellerimizle yürüyoruz, kanasak da yola devam ediyoruz, tanıdık bildiklerimiz yaklaştıkça yabancılaşıyor, tıpkı çöl kaplanı gibi her avda bir çare arıyoruz, dünyanın uzak illerinde akranlarımızın sesini duyuyoruz, aramızda kilometrelerce yol olsa da hepimiz ayrı yollarda yaşam mücadelesi veriyoruz, bireysel farklarımıza bakarak geleceğimize elbise biçiyoruz, bazen korkuyoruz küçücük bir kız çocuğu oluyor annemize sığınıyoruz, ağır geliyor hayat, çantamızda taşıyamıyoruz, küçük mutlulukları alıp duvarımıza asarken güneşe perde açmayı ihmal etmiyoruz, kimimiz anne ,kimimiz eş, kimimiz teyze olurken sosyal rollerimizle övünüyoruz, toplumsal kabul alabilmek için sosyal rollerimizi yelpaze gibi açıyor ben diyebiliyoruz, anlam evrenimiz günlük bombardımana maruz kalırken sığınaklarımızı arıyoruz, iletişim araçlarımız her dakika algı operasyonlarını sürdürürken gerçeği arıyor yalana katlanıyoruz, bir bilge edasıyla tarihi anlatırken tarihin tekerrürden ibaret olduğunu unutuyoruz, çeşitli uyarıcılar tarafından her an uyarılırken uzaklaşmayı akıl edemiyoruz, iş ortamlarımızda mobbinge uğrarken mesai bitimi kaçacak yer arıyoruz, bir ağacın gölgesinde çıkarsızca dinlenirken oh diyor ağaca bir teşekkürü çok görüyoruz, bir köşede ağlarken mendil arıyor, denek olarak kullanılan köpeklere pekiştireç veriyoruz, koşulsuz kabul etmenin adını unutuyor, sevdiğimizi değiştirmeye çalışırken aşkı arıyoruz, yaşlanmaktan korkuyor yüzümüzdeki çizgileri siliyoruz yaşlanan bakışlara çare bulamıyoruz, gün ağarırken kuşluk vaktini özlüyoruz, yaşadığımızı zannederken örümcek ağına dolanıyoruz, yaşamak için ölüyoruz…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum