ARAFTA KERBELA
23 Eylül 2025, Salı 13:03
Kilidin özgürlüğüne bir parça olsa da nazarım, yalnız uçan kartallaradır gökyüzünden selamım, bir kelime de olsa manaya hayranım, kibrin kucağında sallanana yoktur kelamım, bembeyaz gelinliklerin içinde sallanır bir yanım, bir duvak açsa da elbet takar yüzgörümlüğü gerdanlığım, sarayların içinde kaybolur mekanım, kin tutarım dinime küfredene vardır cevabım, sarsılan kalelerde askerle hemhalim, mürekkebin dividine bir cümleyi ağırlarım, ellerin evinde yabancı yadigarım, sinsi yılanların saklandığı yerlerde yürümeye yoktur mecalım, hasret türküleri söyleyenlerle adaşım, mavi tünellerin geçtiği yerlerde yayayım, zindanlarda yürüdüğüm zincirli ayaklarım, susayıp susayıp çöl olduğum kentlerde varlığım, töre kurbanıdır sabahlarım, çeşmelerinde hasedi içenlerle oyunbozanım, gurbete düşmüştür evladım, akan nehrin durgunluğunda hayatı algılarım, mizahı çizdiğim sayfalarda kahkahayım, çaresiz kalmasam da Yaradana el açarım, ansızın gelen bir kaza kurbanıyım, türkülerin çalındığı repertuvarlarda eksik makamım, annemin kucağında kundaklıyım, başımı döndürdüğüm yöndedir halkım, kralların tacında kırılmış bir yanım, gamzeli yanakların gülüşüne nişanlıyım, azmin delemediği dağlarda iman ararım, sevdasına vurulduğum kuğunun başında yastayım, mükemmelliğin dans ettiği meydanlarda paçavrayım, iki dünya arasında yankılanır feryadım, mülteci isteklerin içerisinde döner durur varlığım, misali verilmemiş kitapların içerisinde yabancıyım, gecelerin aydınlanmasına yakar ışığını yıldızlarım, muradını almamış genç kızlar için kafir ülkelere içli bir bombayım, içselleştirdiğim değerleri tuvalime çizerken hep aynı renge sevdalıyım, belirsiz yolların ortasında açılmış bir haritayım, mührünü alnında taşıyan kadınların günahını sorarım, masalların sonunda pireyi deve yaparım, musalla taşına düşmüşlerin cebinden dünyayı alırım, tarihin sormadığı hakanların çadırlarında silinen izleri aydınlatırım, mola verdiğim yollarda ağaçla arkadaş fidanla akranım, uyuyan güzelin uykusundadır celladım, marifet ehliyle aynı yerdedir yatağım, eşkıyanın korkusunda kol sallarım, eli silahlı eşkıyaların anneleriyle aynı ocağım, üzgün durduğum şenliklerde gülerken ağlarım, sükunetime değen kalabalıkları ben yanıma çağırırım, yüzüne güldüklerimle oynaştayım, sıla garibinin yanına oturanım, ekmek aslanın midesine inerken eli kanlıyım, gemiler su alırken ben adadayım, muhabbetin bittiği meclislerde notayım, vurulduğum yanımdan kan kusarım, naat yazmaya yetmez sayfalarım, Müslüman tabutların önünde ayaktayım, uyku tutmaz gecelerde ezanla uyuyanım, sarp kaleler içinde olsam da ölümü anarım, lakap taktıklarıma bilirim ki aynasıdır insanın, saltanat sürenlerle birlikte hilafet aşığıyım, sakince yaklaştığım hücrelerde onu ararım, bir kuru yaprak önünde geçmişine selamdayım, maazallah dediğim olayların başındayım, kem gözlerin yaydığı enerjiyi mavi taşla parçalayanım, ömürlük söz verdiklerimle şehadet parmağıyım, peygamber torunlarına siper olan kerbelayım, namaz saflarında yeri olmayana yer açarım..Cenneti Cehennemi ararken bilirim araftayım..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum